Yeğenim dün akşam kahveye gittiğimde Büllük Adnan, etrafına emekli takımını toplamıştı. Onlara çok önemli bir mesele anlatıyor gibiydi. Yan masalarına oturup kulak misafiri oldum. Büllük diyordu ki "Abi adam bir eli cebinde, bir eli tetikte gümüş madalya aldı. Ne kulaklık var ne gözlük. Helal olsun. Ben böyle bir atıcı görmedim. Türkiye'de üstüne yoktur." Emekli takımından Türbüşon Mahmut da onu destekliyor, Büllük doğru söylüyor, diyordu.
Birden ayağa kalktım. Elimi masaya vurdum. Ben gözüm kapalı iğne deliğinden mermi geçirmiş adamım, dedim. Hepsi şok oldu. Büllük ayağa kalkıp "Geçir de görelim Nalko, işkembeden konuşuyormuşsun gibi geldi." dedi. Onu oltaya getirmiştim. Tamam Büllük! Ama bir şartım var. Eğer geçirirsem sen de mahalledeki çocukları bedava sünnet edeceksin. Anlaştık mı? diye sordum. Şöyle bir düşündü. "Kabul, Nalko ama geçiremezsen de bundan sonra senin namın Kolpakon olacak" dedi.
Hemen Erkete Orhan'ı çağırdım. Yorgancı Kazım'dan en büyük iğneyi getirmesini söyledim. Oradan da eve uğrayıp toplu tabancayı almasını, en son da Perdeci Muzaffer'den gözümü bağlamak için çapıt almasını emrettim. Erkete döndüğünde her şey hazırdı. 10 metre ilerideki iğneye bakıp yerini beynime yazdıktan sonra üç atış hakkım olacaktı. Birden Çarkıfelek Osman'ın sesi duyuldu. "Nalko, eğer iğnenin yerini görmeden önce gözlerini kapattırırsan sünnet düğününün organizasyonu da benden. Tamam, dediğimde herkes şoka uğradı. Artık vuracağımdan hiç kimsenin ümidi yoktu. Arkada da Çaykur Rıza bahisleri alıyordu. Bir anda bana oynanan bahisler el değiştirdi. Kendime oynadığım bahis dışında bana oynayan kalmamıştı.
Herkesten sessiz olmasını istedim yeğenim. Üstün duyma gücümle havayı dinlemeye başladım. İğne deliğinden geçerken çıkardığı sesi biliyordum. Onu bulmak için kulaklarımı sağa sola çevirdim. Radarıma bir türlü girmiyordu. Çarkıfelek'in deliği bantla kapattığını sonradan öğrenecektim. Gücümü çok iyi biliyor. Sonra odaya bir sinek girdi. Onun kanat seslerini takip ettim. Konduğu yerleri anlamaya çalıştım. İğne dik dursun diye onu bir dilim elmanın üstüne diktiklerini bilmem söz konusuydu. Elmanın kokusunun geldiği yönü buldum. Sineğin elmaya konmasını bekledim. İlk atışımı yaptım. Sineği kanadından vurmuştum. Artık işim kolaydı. Tek kanatla iğneye tırmanmaya başladığını duyuyordum. Sonra bir anda durdu. Kıpırdayamaz oldu. İşte o anda Çarkıfelek'in yaptığı banda yapışıp kalmıştı. İkinci atışta ikinci kanadından vurdum. İğne deliğinden de geçirmiştim. Sessizlik bir anda bozuldu. Bahisler kaybedilmişti.
Büllük sıvışmaya çalışıyor, Çarkıfelek de peşinden gidiyordu. Erkete Orhan yeğenim de rakiplerime yaptığı bahsi kurtarmaya çalışıyordu. Onu yanıma çağırıp bahislerden kazandığım gaymeleri cebine koydum. Kuyumcu Nazım'a gönderip çeyrek aldırdım. Sünnet düğünlerinden takmak için lazım olur. Oradan kahveye geçerken Olimpiyat komitesinden gizli arama geldi. Beni seneye atış takımının kaptanı olarak görmek istediklerini söylediler. Kabul etmedim. Tabancamda kalan son mermiyi de havaya attım.
Görüyorsun yeğen, gücümün sınırlarını ben bile bilmiyorum.
Gözlerinden öperim, şansın bol ola.
Nalkapon İstanbul At Yarışı Tahminleri
3 SFORZA RING BANKO
6,5,3,1,9
9,5,6,3,1
2 HAZBALIK // 6,1
5,1,2,4
1,7,6,10,5,4
300 TL // 900 TL